7 Ocak 2018 Pazar

LAPONYA-MASAL DÜNYASI

LAPONYA - MASAL DÜNYASI

birkaç senedir aklımın bir köşesinde günden güne büyüyen bir minik plandı....nihayet aralık 2017 hayallerimden birini daha hatıraya dönüştürdüm.....

gezinin en kötü yanı çok kısa bir gezi olması ama eğer laponya gezisini kendiniz organize etmediyseniz kısa süreliğine gitmekten başka çare yok...çünkü acentalar en fazla dört günlüğüne gidiyorlar.......bir gün daha kalabilsek iyi olurdu....

finlandiya isveç krallığının, rusya'nın uzunca zaman hakim olduğu, daha sonra da bağımsızlığını ilan etmiş ülke...onların da tarihinde yıllarca bağımsızlık savaşı ve göçler var....bu dünyanın temelinde var.....

finlandiya'nın çoğunluğu finliler oluşturuyor...kalan kısmı ise  rusya ve estonya'dan gelenler oluşturuyor.....din olarak yine çoğunluk hristiyan.. ateist azımsanmayacak kadar görünüyor...kalan azınlıklar da her dinden insan var....

finlandiya insanını davranış tarzı olarak çook beğendim....sevdim yani....ne soğuklar, ne asabiler ne de çok fazla samimiyet kuruyorlar...mizah duyguları bence iyi....her ne kadar intihar oranının çok yüksek olduğu bir ülke olsa da bence keyifli insanlar....


laponya denilen bölge finlandiya'nın kuzey bölgesi....noel babanın yaşadığı bölge....noel baba kimdir diye merak etmeden masala direk inanmak en güzeli ....çünkü rovaniemi'de ki santa claus köyü o kadar güzel ki, inşallah noel baba vardır ve bir köşeden çıkıverir dedik.....

bu ön bilgiden sonra gelelim gezimize, finlandiya-lapland bölgesine direk uçuş yok..uçuşlar helsinki'ye kadar....ondan sonrasında mutlaka iç hat kullanarak kuzey bölgesine geçmeniz gerekiyor......bizim turumuz freebird havayoluyla, direk uçuş olarak,  tamamı bizim gruba ait 180 kişilik bir airbus 320 ile yapıldı....bütün kabin ekibi ve kaptanlar da bizimle 4 gün laponya-tornio'da kaldılar...uçak da park halinde bizi bekledi....gayet güzel bir uçuşdu...böylece charter uçuş endişemi de yenmiş oldum......hele ki uçuş ekibiyle otelde sohbet, onları sivil olarak görmek de beni ne kadar rahatlattı...

istanbul'dan sabah 10.15 havalandık....4 saat sonra rovaniemi'ye indik...hava alanı tamamen karlar altında, bembeyaz örtülü çamlık bir alanda...ama iniş ve kalkışlar gayet emniyetli.....pasaporttan sonra önümüze minik ama çok sevimli bir havaalanı çıktı....her yer noel babalarla, çamlarla süslenmiş, ışıklandırılmış çok sevimli bir yer....

ben bölgenin daha soğuk olacağını düşünüyordum...cep telefonları filan çalışmayabilir demişlerdi ama birkaç kişinin kısa süreli cep telefonunun donması dışında önemli bir sorun olmadı.....otobüsleri güzel ısıtıyorlar....otelimiz de öyleydi....yollar karlı , buzlu ama araçlarda fin lastiği denilen lastikler kullanıldığından kayma ve kaza hemen hemen hiç olmuyormuş....

zaten üç gün boyunca, acentanın verdiği özel tulumlarla dolaştık....gerçekten de hiç bir şekilde soğuk ve rüzgar geçirmiyor...yani hiç üşümedik......bu yıl daha önceki yıllara göre fazla soğuk yok dediler....şanslıymışız......

üç gün boyunca rovaniemi, tornio ve kemi şehirlerine gittik.......ren geyiği çiftliğinde geyiklerle kızak turu yaptık, husky çiftliğinde huskylerin çektiği kızaklarla tur yaptık...donmuş baltık denizinin üzerinde motorlarla gezdik....hayatımda ilk kez donmuş denizde motor kullandım......çoook eğlenceli, hele hava kararmaya başladığında eğer kar da yağıyorsa süper keyifli.....fakat bize süreler hep yetersiz geldi.....en az iki üç saat olmalı bütün aktiviteler.....gerçi 180 kişi, 4 otobüs olarak yine de iyiydi ayrılan süreler.......
husky köpeklerini biraz cılız bulduk.....ama çiftlik sahibi  bize göz yanılması olduğunu köpeklerin gayet normal olduklarını söyledi....öyle bir havlıyorlar ki bir sorun var zannediyorsun ama bize anlatılana göre onları susturmanın tek yolu koşturmakmış...yani hep koşmak istiyorlarmış.....gerçekten de kızağa oturduğumda farkettim ki koşarlerken susuyorlar...zaten havlayacak halleri de kalmıyor......



geyikler uslu hayvanlar....geyikler ve antilop ailesi ile de ilgili bilgiler aldık.....ve grup halinde çamlık alanda kızaklarla gezindik.....süresi en yetersiz aktivitemiz geyik gezimizdi.......her iki kızak gezilerimizin sonunda da finlandiya'ya özgü sıcak berry ve kek ikramları vardı...hem de çok hoş ahşap kulübe, sami cadırı gibi şahane mekanlarda....fin mutfağı hakkında konuşacak kadar zamanım olmadı ama öyle aç kalacağınız bir ülke değil....bence gayet yeterli ve lezzetli bir mutfak anlayışları var.....angus burger tavsiyemdir......

gezimizin son gününde, donmuş bir gölün kenarında , ormanlık bir alanda çok güzel bir restorana götürdüler....yerlerimiz önceden ayarlanmış.....dışarda lapa lapa kar yağarken geyik eti ikramı başladı....ben sadece tadına baktım ve yemedim...yemek istemedim diyelim.....ama nefis bögürtlenli kek, çay ve tereyağlı ekmekten bol bol yedim...ayrıca turşumuz bile vardı......

isveç ile finlandiya birbirine yanyana yaslanmış iki ülke...fakat aralarında bir saat zaman farkı var.....yani finlandiya'nın tornio şehrinden birkaç adım daha atınca isveç'e giriyorsunuz ama saatleriniz bir saat geriye gidiyor....meridyen farkları var....orada yaşayanlar bu konuda çok dikkatli olduklarını söylüyorlar......eğer farketmezler ise randevuları, günlük zamanlamaları tepetaklak olabiliyormuş.......

biz de 31 aralık akşamı, otelimize 5 dk. mesafede  açık alanda verilen rock konserini dinlemek ve yeni yıla girmek için bahsedilen noktaya yürüyerek gittik..... gerçekten parkın bir yanı finlandiya öte yanı isveç....eğer farketmez de birkaç adım fazladan atarsanız konsolosluktan hemen 'isveç'e hoşgeldiniz' diye bir mesaj geliyor.......her neyse 31 aralık gecesi en üşüdüğüm gece oldu....açık hava konseri gayet güzeldi, müziği çok sevdim ama bize verilen özel tulumları giymeden gittiğim için soğuğa dayanamadım ve otele döndüm......


tabi bizim asıl meselemiz ve hevesimiz o meşhur kuzey ışıklarını görmekti....ama kuzey ışıklarını görmek öyle kolay değil........kuzey ışıkları izlanda, kanada, finlandiya, rusya dan da izlenebilirmiş....fakat belli şartların oluşması gerekiyor....aslında ışıma hep var ama bizlerin gözlemleyebilmesi için havanın açık olması ve epeyce kuzeye doğru ilerlemek gerekiyor......çok heveslenmemize rağmen kuzey ışıklarını yakalayamadık....bir gece boyu kuzey ışığı avı denen özel gezimizle biraz, biraz,biraz gittik ...durduk....gittik....karanlık bölgelere gittik....araçların ışıklarını kapattık...bekledik,bekledik,bekledik... fakat göremedik.....insanlar her yıl geliyor, kamp kuruyor ama buna rağmen göremeyebiliyorlarmış....veya bir seferde görebilenler de oluyormuş.....kuzey ışıkları güneş patlamalarının dünyanın manyetik alanına yakalanan fotonları.....yeşil ışık dalgalanmaları şeklinde görünüyor....danseden yeşil ışık , bazen birkaç dakika, bazen bir saate yakın sürebiliyormuş.......

izlanda'ya gitmek için bir sebebimiz var demek ki....finlandiya'dan göremedik, izlanda'dan görmeye gideceğim .........

buz otel her yıl ocak ayında yenilenmiş olarak bambaşka bir mimari ile açılıyor....malum kış sonrası eridiği için her yıl yenileniyor.....biz buz oteli görmeyeceğimizi biliyorduk, ama bir küçük örneğini gördük santa clause köyünde.....herşey buzdan yapılmış.....pek de küçük olmayan bir restoran...bar, masalar, sandalyeler, pist , duvarlar herşey buzdan......minik yatak odaları var, iki kişilik, üç kişilik yataklar var....bilmem orada kim uyumak ister ama görülmeye değer.....keza iglo'ların da birkaç örneğini dışardan gördük.....gecelik fiyatları çok fazla.....iglo'ların cam tavan olması nedeniyle kuzey ışıklarını izlemek için tercih edildiği söyleniyor fakat öyle bir iki geceyle olmaz....en az bir hafta kalmak gerek....

şahsen finlandiya'da bir hafta kalacak olsam üç gününü noel babanın köyü, santa clause köyünde geçirirdim........

efenim işin en şamatalı kısmı ise, kuzey kutbu dairesinin içine girmiş olduğumuza dair aldığımız belgeler......yani kuzey kutbuna adım attım diye yemin etsem başım ağrımaz....hoş daha kuzeye gidelim, buz kıran gemilerine binelim, kutup ayısı görelim, buzulların arasında dolaşalım çok isterdik ama pahalı hayaller.......inşallah bir gün olacak.................durmayın gezin gezin gezin :)

bu arada angus eti enfeeessss.....






noktalardan sonra büyük harf kullanmamam tamamen tembellik...yoksa imla kurallarını biliyorum ;) ho ho ho