29 Ocak 2016 Cuma

URFA'LIYAM EZELDEN, GÖNLÜM GEÇMEZ GÜZELDEN




Urfa'da en ilginç günlerimizden biri  Harran ovasını görmek oldu...Harran 4000 yıl öncesine ait ev örnekleri, höyükleri, kalıntılarıyla çok hoş duygular uyandırıyor...Mistik bir alan sanki...Harran kelimesinin anlamına dair birkaç ihtimal dinlemiştik...Çok sıcak anlamına da gelirmiş...Veya Seyahat anlamı da olabilirmiş...Tevrat'da Harran'dan bahsedildiği de söylenmişti...
Harran'da üzeri kilimlerle örtülmüş , içinde tahta masa, sandalye, sıraların olduğu çay bahçesi benzeri bir yerde toplandık...Daha sonra aşiret reisi olarak , aşiret nedir, aşiret reisi nasıl olunur onu anlatmak için bir bey geldi...Atıyla geldi...Film gibiydi...Sonra hepimize çay getirdiler...Kandırılmadıysak ki hiç sanmıyorum, aşiret reisimiz, her soruya cevap verdi...İstanbul'da yaşayan bir kent erkeğinin hayatını çok sıkıcı bulduğunu anlattı...Reis olmak için önemli şartları anlattı...Daha sonra, kalıntıları, eski Harran evlerine örnek evi dolaştık...Ev çok hoşuma gitti....Tamamen temel ihtiyaçlara hizmet eden bence hoş bir mimarisi olan sanırım kerpiçten yapılar..



Harran'dan sonra Birecik ilçesinde kelaynakları görmeye gittik...Bir çiftlikte nesli tükenmek üzere olan keyaynaklara destek için basılı tişörtlerden aldık..Yine kahve molası verdik ve oradan da Halfeti'ye gittik...



Halfeti deyince şöyle bir durdum...Birecik barajının suları altında kalan Halfeti çook güzel, ilginç bir yer...
Günün en keyifli yeri neresiydi bilmiyorum ama sanırım Halfeti'ydi...Sular altında kalan ilçede, bazı yapıların çatıları hala su üzerinde görünüyor...Mesela bir caminin minaresi suyun üstünde ama ana yapı sular altında...Oraya gittiğinizde bir tekne gezisi şart..Biz de öyle yaptık...Sular altında kalan ilçeyi tekneyle gezdik...Teknede bir iki tane çalgıcı da oluyor...Birkaç kuruş kazanmak için nefis müzik yapıyorlar...güverteye oturduk keyifle kıyıyı, yarısı sular altında, yarısı su üzerinde kalan köyü gezdik...Tekne gezisi bitince herkes gözleme kuyruğuna girdi...Bir aile kendi yaptıkları un ve hamurdan gözleme yapıyorlar...Gayet ilkel şartlarda yapılan gözlemenin lezzetini anlatamam...Bir yiyen ikinciye sıraya giriyor...Ancak bize verilen zaman sınırlı....Halfeti'den çok memnun ayrıldık...Urfa'da kesinlikle görülmesi gereken bir yer...



Bütün grup günü yorgun ancak halinden pek memnun tamamladı.....Nefis yemek sonrası acilen derin uykulara geçildi...



Ertesi gün Kapalıçarşı gezimiz vardı...Sabah mis gibi ve acil kahvaltı...Hemen geziye başladık...

Urfa gez gez bitecek gibi değil, kapalıçarşısı bence görülmeye değer..400 den fazla dükkan var.. Zaman zaman tuhaf kokular geliyor insanın burnuna ama o kadarına katlanmak gerek...Yöresel kıyafetler benim çok hoşuma gitti...Hava o kadar sıcak ki 40-45 derecelere ulaşıyor kimi zaman, elbette kokuya etkisi de oluyor...Kapalıçarşıda ne ararsanız var, telkâri, tatlıcı, kuruyemiş, halı,kilim,bakırlar,danteller aklınıza ne gelirse....Çarşının her santimini dolaştım ve verilen süre içine bir de mırra kahvesi sığdırdım...Gayet acı bir kahve....Ardından Bedestende dolaştık , halılar , kilimler bak bak derken zamanımız tükendi...Ve buluşma noktamıza döndük...











 Bir de sıra gecemizi anlatayım.. Çünkü sıra gecesinden bu kadar keyif alacağımı düşünmemiştim. Belki de ilk defa Urfa türküleriyle halay çektim....Dışarda genişçe avlusu olan, birkaç basamak merdivenle aşağı inildiğinde yer minderleri ve halılarla kaplı bir salon...Kapıda ayakkabılarımızı çıkarıp girdik...Yer minderlerine sıra sıra oturduk...Biraz sonra saz heyeti geldi..Birbirinden güzel türküler, folklorik dans izlerken bir yandan ortaya çiğ köfte tezgahı kuruldu...Bir aile işletmesi, gelin,görümce,kayınpeder,torun kimi ararsanız var...Hep beraber çiğ köftelerimizi hazırladılar...Halaylar çekildi, türküler söylendi, bir küçük gösteri yapıldı..Sonra meyveler, çaylar ve tatlılar geldi...Avluya gire çıka bir hal olduk çünkü içerde sigara yasak...
Avlu da ayrı bir keyif...Hava o kadar sıcak ki, duvarlarda kertenkeleler cirit atıyor...Dedeler torunlarını seviyor, gelinler uzun etekleri, şalvarlarıyla bizlere canı yürekten hizmet ediyor...Yine memleket meseleleri konuşuluyor bir yandan...Fotoğraflar çekiliyor....Sıra gecesinden sonra aracımızı beklemek üzere dışarı çıktık, biraz şaşırdım, Urfa'dan beklemeyeceğim kadar kızlı erkekli gruplar caddelerde yürüyor, sokaklarda hareket var...Urfa çok hareketli bir şehir zaten..Ama yörenin törelerini de tam yerine getiren şehirlerin başında...Bu iyi bir şey midir, kötü müdür yoruma açık...
Urfa tarihi zenginliği, dini hikayeleri açısından zenginliği, kendine özgü kıyafetleri, havası, görülesi yerleri açısından ziyaret edilmesi gereken çok güzel, gizemli şehrimiz...Çok sıcak hava nedeniyle bahar aylarında gidilmeli ancak biz mayıs ayında bile 40 dereceleri gördük Urfa'da...Urfa'ya iki günden daha fazla zaman ayrılmalı...


BALIKLIGÖL'DEN AYRICA BAHSEDECEĞİM İLERLEYEN ZAMANLARDA :)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder