23 Ağustos 2014 Cumartesi

KİJİ ADASI ...OYUNLAR ADASI



Unesco'nun koruma altına aldığı ıssız sessiz bir ada...Volga Volga gezisinin vazgeçilmez ve çok ilginç duraklarından biri...Ada Onega gölünün kuzeyinde, kışın dondurucu soğukların yaşandığı ve tipik eski rus köy hayatının hala devam ettiği bir ada..

Adaya adım atar atmaz ilk dikkati çeken şey, genelde olduğu gibi yemyeşil çimler..Öyle ki, yere çim halı sermişsiniz gibi, toprak görünmeyecek kadar yeşil bir doğa..Oldukça küçük ama muhteşem bir ada...Adanın en büyük özelliği birkaç tane denilecek kadar az olan yapıların tamamının, hiç çivi kullanılmadan, geçirme tekniği denilen (çok özel bir mimari teknik sanırım) teknikle yapılmış ahşap yapılar..Dolayısıyla adada açık alanlarda dahi sigara içmek yasak...Bunu ilk duyduğumde bir türk olarak şaşırmıştım...Sonra sadece belli bir iki noktada sigara içme yeri belirlemişler orada içebileceğimizi öğrenince sevinmiştim..Çünkü o güzel görüntüler karşısında bir sigara tüttüresim gelmişti....

Adanın en önemli yapısı Tecelli kilisesi...Kilisenin tarihi geçmişini çok net hatırlamamakla beraber, dış görüntüsünü hiç unutmuyorum...Üstelik tek çivi kullanılmadan yapılmış ahşap bir mimarlık harikası...Adadaki en yüksek yapı diyebilirim...Diğer evlerde aynı teknikle yapılmış ahşap eski rus evleri..Aslında Kiji adası özerk Karelya bölgesi denilen bölgede..Ve Unesco tarafından haklı olarak koruma altına alınmış açık orman müzesi olarak kabul edilen bir ada...Bana göre de, ada insan ayağının değmemesi gereken güzellikte...Fakat o kadar iyi korunuyor olmalı ki, hiç bozulmadan tertemiz duruyor..Öyle sanırım bu konuda oradaki yerel rehberler, ve diğer tur rehberleri de oldukça itinalı davranıyor..

Adadaki eski rus evlerine örnek olarak bir ev ziyaretimiz olmuştu..Her nedense duygulanmıştım..Ev yıllar öncesinde kullanılan araç ve gereçleri hiç değiştirilmemiş, tipik bir rus köy evi..Kullanılan araçları, evi, evin dizaynını, ısınma biçimlerini, dokuma makinasını, yataklarını, mutfaklarını görünce anladım; rus kadınları oldukça cefakar, aile birliğine sıkı sıkıya bağlı, çalışmaktan yılmayan kadınlar...Ne yazık bizler bugün ülkemize ceşitli bölgelerden gelen, hepsine birden 'rus' dediğimiz genç kızlarla eski cefakar rus kadınlarını karıştırıyoruz...

Bu evin dışında birkaç ahşap yapıya daha girdik..Bilgiler aldık, fotoğraflar çektik ama benim yine çok ilginç bulduğum, ve aslında şahit olmak istediğim bilgi; kışın adanın neredeyse -30, -40 derecelerde soğuk olduğu ve o soğuga rağmen sayılı insanın adada yaşamına devam ediyor olduğu bilgisiydi..Kimileri adada kalmıyormuş ama bazıları ki , gerçekten çok az sayıda insan adada kışı atlatıyormuş..Ve kışın deniz ulaşımı da, suyun donması nedeniyle sağlanamıyormuş..Ne maceralıdır kim bilir diye düşünmüştüm...Adada bir iki tane hediyelik eşya dükkanı var, orada da sıkça rastlayacağınız şey, kürk montlar, saf yün hırkalar, eldivenler, kalpaklar (sanırım kalpak deniyor) tesadüf değil...

Sessiz, sakin, sadece kuş seslerinin duyulduğu, bir fısıltının metrelerce uzaktan duyulabildiği, tertemiz, açık alanda bile sigara içilmeyen, az sayıda insanın yaşadığı, yemyeşil bir ada düşünün..Ve kışın karlar altında adada ulaşımsız kaldıklarını..Bence kışını da görmeye değer..Belki birgün inşallah..

Yolunuz durup dururken düşmeyecektir ama önerim, karar verin ve kiji adasını görmeye gidin...Pişman olmazsınız..Adada restoranlar, kafeler, barlar, avm ler yok, ama başka bir güzellik var ki korunmaya alınmış...Başka hiç bir yerde bulamayacağınız ender bir atmosferi var..Bir yandan çok kalsam sıkılırım derken, bir yandan evet burada insan nirvanaya ulaşır diyeceğiniz bir sükunet..Bu arada hiç yok da değil, adanın hemen girişinde küçük sir kafeteryası da var :) :) Soğukta bir sıcak kahve muhteşem oluyor, bilginiz olsun istedim .... şimdiden iyi yolculuklar :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder