14 Ağustos 2014 Perşembe

PİRAMİTLERİ ATLAMAK OLMAZDI....

Yıllardır İnsanların Merak Ettiği Soru: Mısır Piramitleri Nasıl ...Malum her fani Mısır piramitlerini görmek ister, ben de aynı istekle yıllarca bekledim, dur bugün, dur yarın, şimdi çok sıcaktır gibi nedenlerle 2010 yılına kadar kısmet olmadı...2010 yılı kasım ayında, adeta uzaya giden bir mekiğin ilk yolcusu olacakmışcasına heves ile bütün işlemlerimi yaptırdım ve artık gün sayıyordum...Ailemden birinin yolculuk öncesi, yolculuğumu iptal etmeyi düşündürecek derecede hastalanması bütün keyfimi kaçırmıştı..Acentamın bu konudaki anlayışını hala unutmadım..'Hiç bir resmi belge talep etmeksizin ödemenizi iade ederiz, siz yeter ki son kararınızı bildirin' dediler...Neyse ki hastamız birkaç gün içinde süratle toparlandı, çıkan sonuçlarda içimi epey rahatlattı ve gitmeye karar verdim...

Mısır seyehatimden birkaç arkadaş edindim ki, iyi ki tanımışım dediğim insan olmalarının yanısıra onlarda gezip görmeyi sevenlerden...Çok sık olmasa da, hatta pek çok gezimde fazla samimi olmamaktan yana olsam da, Mısır gezisinde pek çok insanla güzel sohbetlerimiz, ortak şikayetlerimiz, aynı şeye gülmüşlüklerimiz çok oldu..Mısır'da gülmek için de, ağlamak için de pek çok neden bulabilirsiniz...2014 yılı itibariyle artık Mısır eskisi gibi değildir diye düşünüyorum...Biz döndükten sonra Mısır halkı direnişe geçti, umarım bizimle bir ilgisi yoktur :) :)

O yıl birkaç acentanın yolcularını Mısır'a kadar getirip , hava alanında ortadan kaybolduklarını haberlerde dinledik, yani kandırılmış yolcuların haberleri...Ama biz iyi bilinen bir acentayla gittiğimiz için öyle sorunlar yaşamadık..

Aslında gezimiz tamamen Nil nehri boyunca, nehir gemisi ile gerçekleşti..Bir noktadan sonra otobüs ile devam ettik..Ayrıca bir de iç hat uçuşumuz vardı...Gemi kaptanımızı gördüğümüzde kendi adıma ben epey gülmüştüm...Kaptanımız kaptan köşküne bağdaş kurarak oturmuş, ön cama tesbih, nazarlık vesair aksesuarlar kondurmuş ve kaptanlığı babasından öğrenmiş Mısır'lı bir kaptandı..Ama ne yalan söyleyim bizi hiç sarsmadan götürdü...Mısır da sanırım kaptan geleneği bu...Öyle titanik kaptanları gibi karizmatik, otomatik, elektronik bir ortam beklemeyin :) Oradan aldığımız yerel rehber ülkesiyle ilgili, gülünesi, sevilesi, ağlanası ne varsa bizimle paylaşan, işinde uzman bir rehberdi..o yönden şanslıydık...

Mısır'a yolu düşenler, ki Mısır pek çoğunuz tarafından çoktan gezildi görüldü belki ama, hala gitmemiş olanlar, Nil nehrinin her iki yanında göreceğiniz manzaralara hayran olacaksınız..Gemi veya otellerde yiyecek içecek konusunda fazla sorun olmasa da, restauranlarda öyle rastgele yemek hiç tavsiye edilmiyor...Hatta türkiye'den su götürülmesi tercih edilmeli...Yanınızda mutlaka bir antibakteriyel jel, antibakteriyel mendiller bulunsun..Kimilerine göre temiz bir ülke olabilir ama bana göre pek hijyenik bir ülke değil...Hatta sindirim sistemi için önlem kabul edilecek bildiğiniz ilaçlar varsa yanınıza alın...(ben hiç bir sorun yaşamadım ama ne olur ne olmaz)...Açık büfe olması sizi coşturmasın, yine de ağız tadı ve sağlık açısından çok yabancı, yağlı, baharatlı yiyeceklerden uzak durmalı, çiğ sebze, salata gibi yiyecekler de çok güvenilir olmayabilir..Geriye kalan zeytinyağlı, hafif yiyecekler tercih edilmeli...

Yüksek faktör güneş koruyucunuz ve şapkanızı da unutmayın...

Orada gördüğümüz bütün eserleri, şehirleri, kasabaları anlatmaktansa, (sürpriz olarak kalsın) genel olarak şunu söyleyebilirim, muhteşem ve çok zengin bir tarihleri var...heryerden tarih ve bir hikaye fışkırıyor adeta...Özellikle kahire müzesini görün, bütün her yerini gezin, oldukça büyük bir müze...Mumyalardan, Ramses'in iç çamaşırlarına kadar gezmeye doyamayacağınız bir müze...

Fayton gezisi de Mısır'da turistlerin vazgeçilmezi ancak dikkatle olun, birincisi faytonlar bakımsız ise devrilme riski var, ikincisi istedikleri ücreti, bahşişi vermezseniz sizi istemediğiniz bir durakta indirebilirler, sırf intikam almak için :)

Mısır'a giden veya gitmeyi planlayan herkes bilir , orada bir 'bahşiş' olayı var ki, başlı başına olay..Mısır'lı gençler, çocuklar, dakikalarca, saatlerce belki, bahşiş için sizinle birlikte yürüyorlar, arkanızdan geliyorlar..Tehlikeli değiller ancak oldukça ısrarlılar..Biz, bize önerildiği üzre hiç muhatap olmadık, bence sizler de olmayın, insan vicdanına yenik düşebilir ama sonrası ne olur bilemem...Ülkeye giren her Türk'ü 'yavaş yavaş hasan şaş' diyerek karşılıyorlar :) Hasan Şaş'ı tanımıyorsanız şaşırıyorsunuz..Gülümseyin yeter...Hediyelik eşya alışverişinde inanılmaz pazarlık söz konusu..Batı ülkelerinde pazarlık aklınızın ucundan geçmesin ama Mısır'da fiyatlar fena halde değişebiliyor...

Piramitler Giza bölgesinde...Piramitlerin içine girmekten çoğu insan sakınıyor, ortam pek motive edici değil aslında, adım atılmayacak kadar kalabalık, sıcak, ve rüzgar da varsa, çöl tozu caydırıcı oluyor ama, bence oralara kadar gidip piramitlerin içine girmemek olmaz..Piramitlere girerken birer ağızlık kullanabilirsiniz, oldukça havasız, ve tek kişilik bir yoldan üstelik eğilerek ilerliyorsunuz ancak görmemiş olmak ömür boyu içinize dert olur...Girin ve yorumu kendiniz yapın...Panik atak, kapalı alan korkusu olanlara pek önermem...İskenderiye kütüphanesi ilginizi çekecektir..Gayet düzenli gelişmiş bir kütüphane...Somali sınırında yanlış hatırlamıyorsam Abu Simbel'e kadar ilerledik, otobüslerle çöl denilen bölgeden geçerek gittik, yolda güvenlik nedeniyle otobüsler birlikte hareket ediyorlar ..Gerçekten Abu Simbel'e ulaştığımızda eli tüfekli, çay bahçesinde oturan yanık tenlileri görünce şaşırmıştım..Meğer onlar güvenlik görevlisi, askerlermiş..Üzerlerinde üniforma var mıydı hatırlamıyorum...Bölge riskli bir bölge...

Mısır'da Mısır poundu kullanılıyor, gerçi euro ya da hayır demiyorlar ama mutlaka Mısır poundunuz olsun, havaalanında para alışverişi gereksiz vakit kaybı ve izdiham...

En güzel gezilerimden biriydi...Günlerce unutamadığım anılarım oldu..Yeni insanlar tanıdım, Mısır'ı biraz olsun tanıdım, fakir ve pis sayılacak bir ülke..Bu nazikçe nasıl söylenir bilmiyorum ama durum bu...Trafikte kural yok..Evet var gibi görünse de trafik kuralları yok..Kimin gücü kime yeterse...Dakikalarca karşıdan karşıya geçememiş ve trafik polisinden yardım istemiştik ama polis 'beni de takmaz bunlar' diye espri yapmıştı..Trafikte herkes son derece özgür :) ..Mesela, minicik bir minibüsün içinde, oldukça eski, tuhaf renkli bir minibüsün içinde, nasıl sığıştıklarını anlamadık ama sanırım 30 kişi cama yapışmış son sürat gidiyorlardı..Aynı manzarayı gören birkaç arkadaşla gözgöze geldik ve sonra gülmekten karnımızın acıdığını hatırlıyorum..Alem bir ülke, çok güzel, çok eskilere dayanan zengin bir tarih, film gibi bir gezi...Bu günlerde, yani arap baharından sonra nasıldır bilmiyorum ama yine de Mısır'ı ihmal etmeyin....Hatta önce Mısır'dan başlayın derim...Unutulmaz yanları var...Son gece rötar çok fazla uzayınca iki grubun rehberleri arasında yaşanan gerilim, ve o muhteşem hava alanını da unutmuş değilim...Hava alanında bir küçük market vardı sanırım, ve tıklım tıklım insan...daha önce öyle bir hava alanı görmemiştim mesela ama seyehatin en güzel yanı, her yeri olduğu gibi görmek, hiç bir yeri diğeriyle mukayese etmeden...Yolumuz açık olsun :) :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder